21 Ağustos 2010 Cumartesi

Doyumsuz bir entelektüel sohbet : Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın !

Can Yayınları'nın yeni serisi "Kırkmerak" kapsamında yayınlanan "Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın" Jean-Philippe de Tonnac yönetiminde ünlü Fransız sinemacı Jean-Claude Carrière ve kapağında adını gördüğüm için kitabı hiç düşünmeden almamı sağlayan Umberto Eco ile yapılan bir söyleşinin yazıya dökülmüş hali. Adından da anlaşılabileceği üzerine söyleşinin ana konusu kitaplar. Kitap derken sadece (veya çoğunlukla) edebiyattan bahsetmediğini bir nesne (ya da söyleşideki tabiriyle "maddi ortam") olarak kitaptan bahsettiğini belirteyim hemen. Başlangıçtan bu yana yazılı eserlerin gelişiminden, teknolojiden nasıl etkilendiğinden (ya da etkilenip etkilenmediğinden), değişik kültürlerin kitaplarla olan ilişkisinden, tarih boyunca yapılan sansürleme girişimlerinden bahsediyor bu iki kültürlü adam.

Ağır bir konudan bahsediyor gibi görünse de çok güzei yönetilmiş ve yağ gibi akan bir söyleşi olmuş, okuması da bir o kadar rahat ve keyifli. Birçok anekdotla süslenen kitapta çok ilginç şeyler keşfedeceğinize eminim. Eco'yu takip edenlerin onun gerek romanlarında gerekse denemelerinde kitaplarla olan ilişkisini bilenler (ki söyleşide bol bol lafı geçecek) bu kitaptan çok hoşlanacaktır.

Çok ilginç tespitlerin paylaşıldığı söyleşide özellikle ilgimi çeken bir iki tanesi şöyle : kitap okumanın, sadece okunan kitabın içeriği ile ilgili olmadığı, kitap okuma olgusunun kendisine olan düşkünlük ile de çok yakından bağlı olduğu; günümüzdeki haliyle "kitap"ın kendisinin tüm teknolojik gelişmelere karşı koyarak gelecek nesillere kalacağı (aynı yüzyıllardır neredeyse hiç değişmeyen tekerlek ve bisiklette olduğu gibi) gibi...

Eğer kitap okumayı, okumaya olan düşkünlüğünüzden gerçekleştirenlerdenseniz bu kitabı mutlaka okuyun diyorum ve sonsöz olarak söyleşinin derin anlarından birini aktarıyorum : "Okumayı öğrenmekle neyi kaybettik? Tarihöncesindeki insanlar ya da yazısı olmayan halklar, hangi bilme biçimlerine sahiptiler ki biz bunlari geriye dönüşü olmayacak şekilde kaybettik? Bütün derin sorular gibi, cevabı olmayan bir soru."

Hiç yorum yok: