1 Kasım 2015 Pazar

Anestezi etkisi

Mevcut gundemimize yonelik kisa bir not yazmak istedim. Beni taniyanlar bilir, (belki de fazlasiyla) iyimser birisiyimdir. Onemli bir secim gununu geride biraktigimiz ve kendi sosyal cevrem acisindan hayalkirikligi diye adlandirabilecegim sonuclardan sonra etrafimda daha da buyuyen umutsuzlugu gorunce aklima bu blogda devamli bahsettigim Chuck Palahniuk'tan bir anekdot geldi, anlayana...

"Üniversitedeyken dişeti hastalığı olan insanların fotoğrafları konusunda yorumlar yapmak zorundaydık. Bunlar çürümüş dişetleri ve çarpık çurpuk, lekeli dişlerin fotoğraflarıydı ve insanların bu görüntüleri görmesinin kendi diş bakımlarını nasıl etkileyeceği araştırılıyordu.

Gruplardan birine sadece biraz çürümüş diş etleri gösteriliyordu. İkinci gruba biraz daha fazla çürümüş dişetleri, üçüncü gruba ise diş etlerinin çekildiği, yumuşadığı ve kanadığı, dişlerin kahverengi ya da eksik olduğu korkunç, kararmış ağızlar.

İlk çalışma grubundaki insanlar diş bakımlarını her zamanki gibi sürdürdüler. İkinci gruptakiler dişlerini biraz daha fazla fırçalayıp, ağızlarını daha fazla çalkaladılar. Üçüncü gruptakiler ise pes etti. Dişlerini fırçalamayı ağızlarını çalkalamayı bırakıp, dişlerinin kararmasını beklemeye başladılar.

Bu çalışmada buna "anestezi" etkisi denmişti.

Sorun çok büyükse, çok fazla gerçeğe maruz kalıyorsak, kendimizi kaptma eğilimi gösteriyoruz. İstifa ediyoruz. Felaket kaçınılmaz göründüğü için eyleme geçemiyoruz. Kapana kısılıyoruz. Buna "anestezi" deniyor.

İnsanların dişeti hastalıklarıyla bile yüzleşmeye korktuğu bir kültürde insanların bir şeylerle yüzleşmesini nasıl sağlarsınız?"

Enseyi karartmayip onumuze bakalim. Burasi bizim, gidecek bir yerimiz veya kendi adima konusmak gerekirse gitme istegimiz yok.

Hiç yorum yok: