7 Kasım 2009 Cumartesi

Bazıları hala bilginin güç olduğunu sanıyor...*


Mutluluğun Mimarisi'ni bitirdikten sonra kitaplıkta okunmayı bekleyen kitaplara şöyle bir baktığımda uzun süredir beklettiğim "Ninni"yi gördüm ve yazarı Chuck Palahniuk'un Türkçeye çevrilen son kitabını önümüzdeki günlerde satın alıp okumadan önce bu kitabı tekrar ama bu sefer anadilimde okumaya karar verdim.

Birkaç yıl önce Amerika'dan alıp ingilizcesinden okuduğum "Lullaby"ın daha sonra Türkçe çevirisini de kütüphaneme eklemiştim. Kitaba başlamamla büyüsüne tekrar kapılmam bir oldu diyebilirim, dili, tarzı, içeriği, duruşu ile sayfalar birbirini kovaladı ve normalde sadece metroda okuma alışkanlığımı nadiren bozarak evde de okuma fırsatı yarattığım enden kitaplardan birisi oldu. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere "eğer yazma kabiliyetim olsayı Palahniuk gibi yazabilmek isterdim".

Ninni'nin konusu kısaca sebepsiz yere ölen bebek olaylarını araştıran bir gazetecinin, bu ölümlerin bir ninniden kaynaklandığını öğrenmesi ve bu ölüm büyüsünün yer aldığı tüm kitapları yok etmek için yola çıkmasını anlatıyor. Ama bu romanın sadece katmanlarından bir tanesi ve bununla beraber başka katmanlar daha var. Cinli, perili evler kovalayıp, daha sonra bunları portföyüne katıp insanlara satarak, sonra geri alıp tekrar satarak iş yapan bir emlakçı; bu emlakçının büyüye inanan ve bu yönde araştırmalar yapan sekreteri ve sekrertrin ekolojik terörist, anarşist olarak adlandırabileceğimiz sevgilisi bu romanın diğer anti-kahramanları.

Kitapta bol bol alt-okuma var diyebiliriz, eline gerçekten ciddi bir güç geçen insanoğlunun bunu kaldırıp kaldıramayacağı, modern kültürün bizi dönüştürdüğü tek tip, düşünmeyen, sorgulamayan birey modeli, başkasının yaşama hakkını elimizde tutuyor olsak bunu nasıl kullanacağımız gibi... Burada önemli bir anekdot ise şu : Palahniuk'u bu kitabı yazmaya götüren etkenlerden birisi, babasının ve görüştüğü bayan arkadaşının, kadının eski kocası tarafından (kadın kocasını şiddet uyguladığı gerekçesiyle tutuklattırmış ve hapse attırmış, adam hapse girerken çıktığında intikam alacağı konusunda kadını tehdit etmiş) vahşi bir şekilde öldürülmüş olması ve mahkeme sürecinde ölüm cezasının tartışılmış olması. Chuck bu süreçte herhangi bir yorum yapmamış ama bu kitabı yazarak bir açıdan içini boşaltmış.

Ninni (tekrar) çok zevk alarak okuduğum bir kitap oldu ve açıkçası hemen yarın gidip Chuck'ın son kitabını ("Tekinsiz") alıp başlamak için sabırsızlanıyorum.

* Başlıktaki cümle, Palahniuk'un yazı stilinin bir parçası olan bazı söz dizilerinin kitap boyunca değişik yerlerde, zamanlarda tekrarlanmasının bu kitaptaki örneklerinden bir tanesi. Kitabı okurken bu ve benzeri birkaç söz dizisini birçok kez okuyacaksınız.

Hiç yorum yok: