11 Aralık 2009 Cuma

Orlando Magic'in kaybetmesini istemek

Bir suredir aklimda olan bir konuyu hazir televizyonda Orlando Magic - Phoenix Suns macini izlerken yazayim dedim.

Sadece ben mi boyle hissediyorum ama ne zaman Megic'in maci olsa icten ice kaybetmelerini istedigimi farkettim. Sureci cok yakindan takip ettigimi soyleyemeyecegim ve bildigim kadariyla da Orlando'dan bekledigi gibi iyi bir teklif alamayacagini anlayan Hidayet baska takimla anlasma yolunu aradi ve bence cok da iyi bir paraya karsilik Toronto'yla anlasti ama yine de onunla anlasmak yerine Vince Carter'i ve birkac yan oyuncuyu da bunyesine katmayi tercih eden Orlando sanki ona ihanet etmis gibi hissediyorum iste. Herhalde kanimiza islemis Turk duygusalligi ve millyetciligi bu olsa gerek.

Aslinda Orlando Magic NBA'de 90'li yillardan beri sempatiyle takip ettigim ender takimlardan birisidir, Anfernee Hardaway ve Shaq'in onderliginde genc ve agresif o takimin finale kadar cikisini (Nick Anderson'un arka arkaya kacirdigi dramatik serbest atislari) unutmak mumkun mu? Ustune ustluk her ne kadar son birkac sezondur rakamlari fena olmasa da kariyer olarak dususte olan ve artik zaman dolduruyormus gibi hissettiren, yine de yetenek acisindan hala NBA'in en heyecanverici oyuncularindan birisi olan Vince Carter da kadroya katilmisken, Matt Barnes gibi bir savasci, Brad Anderson gibi surpriz bir oyuncu, Hidayet'in yoklugunda performansi artan Reddick ve de yine kariyerinin sonlarindaki Jason Williams ile Magic gecen sene surpriz olarak adlandirilan finalin bu sene en buyuk adaylarindan haline gelmiken insan bu takimin buralara gelmesinde onemli paya sahip Hidayet'in yine burada kalmis olmasini umuyor iste.

Napalim yollari acik olsun (pek samimi olmadi galiba bu dilek)...

Hiç yorum yok: