15 Mayıs 2010 Cumartesi

Kayıp Sembol

Da Vinci şifresini okumaya başladığım zamanı ve kitabı okurken duyduğum heyecanı ve aldığım zevki hatırlıyorum, sadece işe gidip gelirken toplu taşıma araçlarında kitap okuyan birisi olarak eve gelir gelmez yatak odasına geçip bir miktar daha okumak için fırsat yaratmaya çalışıyordum.

Kayıp Sembol'ü geçtiğimiz sene sonunda Amerika'da geçirdiğim 2 ayda defalarca görmeme rağmen hiç de heyecanlanıp alma ihtiyacı görmedim ve eve dönünce Türkçesini okurum diye düşündüm. Dönünce de aylarca salladım almayı ama göreve gelmeden önce yanıma kafa dağıtıcı bir kitap alma bahanesiyle sonunda yollarımız kesişti.

Kabul ediyorum Dan Brown bu işi iyi biliyor, daha doğrusu işin formülünü iyi anlamış ve aynı förmül üzerinde iş yapmaya devam ediyor. Bu kitapta da yine antik gizemler, din, teknoloji temeline bir de Masonları ekleyip ortaya ilgi çekici bir olay örgüsü çıkarmış.

Brown'ın kitaplarının en sevdiğim (ve başarılı olmasını sağlayan förmülün parametrelerinden birisi olan) özelliklerinden birisi 2-3 sayfa ile sınırlanış bölümlere ayrılmış olması. Bu tarz sayesinde okuyucu kitabı daha rahat takip edebiliyor diye düşünüyorum, konsantrasyon sorunu olan günümüz insanının 4-5 dakika içerisinde bir bölüm bitirip kafasını isterse birkaç dakikalığına dağıtma şansı veriyor.

Kitap yukarıdaki förmülün yanısıra Brown'ın akıcı dili ve olay akışıyla rahatlıkla okunuyor. Yine Robert Langdon'ın çevresinde dönen olaylar var ama nedense bana bu sefer Langdon karakteri itici geldi. Belki de onsuz bir akışla daha başarılı bir hikaye olabilirdi ama Langdon'ın kendisi de bir marka olmuş durumda.

10-12 saatlik bir zaman dilimi içerisinde, ABD'nin başkenti Washington DC'de geçen kitap bize diğer kitaplarında olduğu gibi çok ilginç bilgiler sunmaya devam ediyor. Masonların yapısı ve ABD tarihinde Masonların ne kadar önemli rol oynadığı bu bilgi akışının odaklandığı konular. Hikaye arada bir yerde Türkiye'nin hapishanelerine de uzanıyor. Yıllardan sonra tekrar ünlü oldu hapislerimiz.

Kitabın ilgi çekici fonlarından birisi de birey olarak insana ve potansiyeline yapılan vurgu. İyi düşünceler ve niyetlerin fiziksel olarak dışa etkisinin olacağına dair ilginç örnekler veriyor ve bir de Intention Experiment diye bir çalışmadan bahsediyor, bir ara girip inceleyin derim, sizin de ilginç bulacağınıza eminim.

Sonuç olarak, kitabı önermekle beraber büyük umutlar beslememenizi tavsiye ederim. Yazın tatile giderken yanınıza alın, 1 hafta 10 günde bitirirsiniz, orada bırakırsınız, başka bir tatilci faydalanır. (Ben de acaba Hong Kong'da bıraksam olur mu, birisine faydası dokunur mu?)

Hiç yorum yok: