28 Eylül 2012 Cuma

Palahniuk'tan vasati asmayan bir kitap : Pigme

Artik benim icin bir klasik hale gelen ortalama 2-3 yilda bir yaptigim Amerika ziyaretlerindeki kitapci ziyaretlerimde kendimi tutamayip ingizlicesini aldigim ama bir turlu okumak icin firsat yaratmaip sonunda Turkcesi yayinlaninca kolayina kacip Turkceden okudugum Chuck Palahniuk romanlari serisinin simdilik sonuncusu olan Pigme'yi (orj. adiyla Pygmy) bitirmis bulunuyorum. Birkac hafta icerisinde Amerika'ya gidiyor olmam da bu kadar denk duser, ben de kendimi taniyorsam bu ziyaretten donuste henuz Turkceye cevrilmemis son 2 kitabini (Tell-All ve Damned) alip, serinin burada sonlanmasina izin vermem.

Bir Palahniuk fanatigi olarak Pigme cok guzel baslamasina ve cok sey vaad etmesine ragmen acikcasi sonlara dogru vasatlasti ve bitirisi de kendi adima cok basit oldu. Adi soylenmeyen ama uzak dogu komunist ulkelerinden birisinden geldigi ima edilen bir grup cocuk gorunuslu super ajanin Amerika'ya karsi bir operasyon duzenlemek amaciyla degisim ogrencisi olarak Birlesik Devletlere girmesiyle baslayan ve onlardan birisinin agzindan gerek yanina yerlestigi ortalama Amerikan ailesiyle olan iliskisini, gizli planlarina yonelik hazirliklarini, bu noktaya nasil geldigine dair anilarini okudugumuz bir roman bu. Tum bunlari anlatirken her zamanki gibi Palahniuk gunumuz toplumunun tuketim cilginligini ve modern hayatin bize vurdugu rangalari anlatiyor. Bu seferki ilginc yaklasimlarindan birisi bu hayat tarzinin ziddi olan devletci bir toplumu da (eski komunist ulkeleri odagina alan bir sekilde) odagina koyup bir acidan ikisini karsilastirma imkani vermesi. Tabi bunu soylerken ciddi veya bilimsel bir karsilastirmadan bahsetmiyorum, karikaturize edilmis bir durum sozkonusu.

Dedigim gibi iyi bir plotla baslayan ve ozellikle ilk sayfalarinda sahip oldugu mizah ogesiyle de kitabin gerisi icin cok umut veren Pigme sonradan vasata donuyor ve kendi acimdan en hayal kirikligi yaratan romani oluyor Palahniuk'un. Ha, bu benim icin bir kayip mi, hayir. Palahniuk'un yazdigi her kitap bence iyi bir edebiyat ornegidir. Kendi alamet-i farikalari bu kitapta da her zamanki gibi yer aliyorlar. Kendini tekrarlayan yapilar, ilginc anekdotlar vs.

Son olarak, kitapta kim olduklarini soylemeyecegim unlu tarihi sahsiyetlerden bol bol alintilar goreceksiniz. Ben bu alintilari okurken nedense hep gunumuz Turkiye'sini dusundum ve korktum, neden korktugumu anlamaniz icin size iki ornek :

- Tek bir olum bir trajedidir; bir milyon olum ise bir istatistik.
- Muzaffer olan asla sorgulanmayacaktir, sayet gercegin ne oldugunu kendisi soyluyorsa.

Son alintiyi da 3 Temmuz 2011'den bu yana mucadelesini surduren ve asla biat etmeyen Fenerbahce taraftarina hitaben yaziyorum : Ilerleme, itaatsizlikle olur, itaatsizlik ve isyanla.

Hiç yorum yok: