13 Eylül 2008 Cumartesi

All Along the Watchtower @ Battlestar Galactica

Bir sinema ve müziksever olarak bu ikisinin birlikteliğinin iyi kullanıldığı, akıl ürünü eserlere her zaman saygı duymuşumdur ve hafızamda yer etmişlerdir (blogda parantez içi verdiğim referansların çoğunda bir birlikteliği görürsünüz). Sadece filmlerde müziğin iyi kullanılması ya da müzikal göndermeler değil şarkılarda da filmlere yapılan göndermeler çok dikkat çekici olur.

Bu akşam televizyona bakarken cnbc-e'de Battlestar Galactica'nın 3. sezon final bölümünün tekrar yayınını gördüm (yarın akşam 4. sezonu yayınlamaya başlıyorlar da) ve birkaç ay önce izlemiş olsam da gözucuyla tekrar bakmaya engel olamadım. Diziyi çok sevmemin dışında bakmamın nedeni bölümün finalinde açıklanacak gizli saylonların 4 tanesinin kimliğinin ortaya çıkış sahnesiydi. Aslında 1-2 bölümdür imalar ortaya çıkmaya başlamıştı ama ortada bir gariplik vardı, bazı karakterler bir müzik duyuyorlar ve ilk bakışta anlamız gelen bazı sözler mırıldanıyordu. Açıkçası sözler biraz tanıdık gelmiş olsa da bölümlerin ayrı noktalarında geçtiğinden noktaları ilk başta birleştirememiştim. Ne zaman ki final bölümünün sonları yaklaşıp da gizin açıklanma zamanı geldi, müzik daha duyulur sözlerse ardarda dizilmeye başladı. İşte o noktada şimşek çaktı bende, saylon olduklarını anladığımız karakterler (onlar da o anda anlamaya başlıyodu saylon olduklarını) All Along the Watchtower'ın başlangıç sözlerini mırıldanıyorlardı. There must be some kinda way out of here, said the joker to the thief, theres too much confusion i cant get no relief... Çok sevdiğim bir Bob Dylan şarkısı olan All Along The Watchtower yakınlarda Bryan Ferry tarafından da yorumlanmış (hatta Açıkhava'da canlı da izleme şansı yakalamıştık) ama ününü belki de asıl olarak Jimmy Hendrix sayesinde yapmıştır. Hendrix'in coverı o kadar etkileyicidir ki Dylan bile ona saygısını belirtmiştir.

Bölümün sonunda birbirinden ayrı 4 karakter dizeleri mırıldanarak aynı yere doğru yollanırlar ve saylon olduklarını anlarlar. Bölümün kapanış sekansında şarkının çok değişik bir coverını dinleriz ve akıl ürünü bir senaryo ile iyi müzik birlikteliğine şahit oluruz. Aslında müzikle konunun direkt bir alakası da yoktur, sadece güzel bir popüler kültür göndermesidir, entelektüel seyirci kitlesi için bir sürpriz girişimidir, zaten yeterince ilginç gelişen konunun doruk noktasına eklenen, krema üzerindeki bir vişne tanesidir. İzlerken yüzünüze bir gülümseme yayılır ve müzik klasörünüzü açıp şarkının değişik yorumlarını tekrar dinleme isteği duyarsınız.

Hiç yorum yok: