14 Ağustos 2008 Perşembe

Olimpiyatlar - yüzmede dünya rekorları

Bir süredir yurtdışında olduğum için Olimpiyatları ne yazik ki düzgün takip edemiyorum. Yunanca olimpiyat izlemek de gerçekten zorluyor insanı ama mümkün olduğunca özetleri yakalamaya çalışıyorum (internetten haber okuyarak da olimpiyat izlenmez ki, o nedenle yazılı basını takip etmiyorum).

Şu ana kadar izlediğim kadarında en çok ilgimi çeken dal yüzme olmuştu. Neredeyse her final dünya rekoruyla tamamlanıyor. Tamam, ortada bir Micheal Phelps fenomeni var, anladık çok yetenekli ama şampiyon olmak farklı birşey, her yarışı dünya rekorunu kırmak suretiyle kazanmak farklı birşey. İşin garibi yarışları ikinci, üçüncü hatta dördüncü tamamlayanların bile bir önceki dünya rekorundan iyi derece yapıyor olmalarıydı. Tam da bu konu üzerinde düşünürken Hıncal Uluç'un Sabah gazetesindeki yazısını okudum. Kabul edelim, Hıncal Uluç Türkiye'nin en önemli "spor" yazarlarından biridir, şahsen futbol hakkındaki (ne de olsa Fenerbahçeliyim) yorumlarını beğenmesem ve mümkün olduğunca okumasam da diğer spor dalları ve spor kültürü konusundaki yazılarını kaçırmamaya çalışıyorum. Bilmeyenler için, Hıncal Uluç'un Sabah'taki köşesi perşembe günleri sadece spora ayrılıyor, çok şey öğrenebilirsiniz.

Merakımı (ve tabii binlerce sporseverin) uyandıran konuyu o da görmüş ve bu olimpiyat oyunlarında neden bu kadar çok yüzme rekoru kırıldığını anlatan bir yazı kaleme almış. Okuyun (http://www.sabah.com.tr/haber,0AAB4E087A4F4B449F2D85C0D0F5F131.html), gazetelerin linkleri bazen arşivleme nedeniyle değişiyor, bu konudaki en iyi site bence Milliyet, eğer yukarıdaki linke ulaşamazsanız veya başka haber açıyorsa, www.sabah.com.tr den Hıncal Uluç'un yazılarına girip 14 Ağustos tarihli yazısına ulaşabilirsiniz.

3 yorum:

Faruk dedi ki...

Hıncal Uluç'un ülkenin en önemli yazarlarından birisi olduğu fikrine katılmam mümkün değil, ama en önemli medya maymunlarından birisi dersen kabul ederim. Linki okumadım ama rekorların Nasanın ürettiği sürtünmeyi minimuma indiren mayoların sayesinde kırıldığını okudum, ntvspor.net 3 gün önce yazmıştı bunu...

B5 dedi ki...

Adini, belki yasin verdigi edepsizlikle, salataliklarla duvara yazmis okulun (ciddiyim) eski bir ogrencisi olarak, Faruk'un yorumuna katilmakla birlikte, Uluc'un deneyimlerinden, yasadiklarini, gorduklerini anlatmasindan epey bir seyler ogrenilebilir diyorum. Yorumlarini degerlendirecek bilgiye sahip degilim.
Olimpiyatlari konum ve durum nedeni ile uc ulke agzindan takip etmeye calisiyorum. Aradaki farklari tahmin edersiniz. Isin ilginc yani, ilk iki ulkenin haberlerini tum gun kendi -devlet kanallarindan- takip ederken, TR'ninkini en iyi detaylari ile ozel kanaldan takip edebiliyorum. Bilmem durumu anlatabildim mi...

Selamlar,

Faruk dedi ki...

Uluç TRT'yi insafsızca eleştiriyor bir kaç gündür. Aslında yıllardır eleştiriyor da olimpiyat yayınları tam da istediği fırsatı verdi kendisine. Aynen Lig Tv'yi yıllardır eleştirdiği gibi. Henüz ülkemizde Uluç'un standartlarına yükselebilecek bir yayın kalitesi yakalayamadık maalesef! Ha demiyorum ki mükemmel yayınlar yapılmasına rağmen Hıncal efendiye bunları beğendiremiyoruz. Konuyu siyasete çekmek gibi bir düşüncem asla yok ama ülkemizin kalitesi, yaşam standartı ne durumda ki TRT olimpiyat oyunlarını ''Hıncal mükemmeliğinde'' yayınlayabilsin. Eleştirirken karşındaki insanı ya da kurumu incitmemek, zedelememek esas alınırsa eleştiri, eleştiri olur, şayet kurum yayınlarında bir art niyet politikası gütmüyorsa. Gerisi popülarite kaygısına girer, işi medya maymunluğuna çevirir ki, Hıncal Uluç'un yıllardır yaptığı da tam olarak budur...